Arabuluculuk hangi uyuşmazlıkların çözümünde rol oynar?

Arabuluculuk hangi davalarda ve uyuşmazlık türlerinde kullanılır? Ticari, iş, aile, tüketici, kira ve miras uyuşmazlıklarında arabuluculuğun elverişli olduğu durumlar, dava şartı olan işler ve avantajlı çözüm yolları için tıklayın.

Arabuluculuk, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri, yani mutlaka bir mahkeme kararına ihtiyaç duyulmayan özel hukuk uyuşmazlıklarında arabulucuya gidilebilir. Bu uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıması da önemli değildir. Aşka bir deyişle, yabancılık unsuru taşıyan özel hukuk uyuşmazlıklarında da arabuluculuğa gidilebilmesi ve uyuşmazlığın en az masrafla, en kısa sürede ve dostane şekilde çözülebilmesi mümkündür.

Arabulucular, taraflar arasında bir anlaşmaya varılmasını sağlamaya çalışır ve bu anlaşma taraflar arasında bağlayıcıdır. Bu nedenle, mahkemeye gitmeden önce arabuluculuk yöntemiyle uyuşmazlık çözümü denenebilir. Ancak, bazı durumlarda mahkeme süreci kaçınılmazdır ve arabuluculuk bu hallerde, yani mutlaka bir hakimin karar vermesini gerektiren durumlarla kullanılamaz.

Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri, yani mutlaka bir mahkeme kararına ihtiyaç duyulmayan özel hukuk uyuşmazlıklarında arabulucuya gidilebilir.

Örneğin; kira, tahliye, ortaklığın giderilmesi, komşuluk hukuku, tüketici uyuşmazlıkları, alacak davaları, kredi ve eser sözleşmeleri ile Kat Mülkiyeti Kanunu ‘undan doğan davalar, işçi-işveren arasındaki davalar, ticari davalar, marka-patent davaları gibi. Mutlaka bir mahkeme kararına ihtiyaç duyulan boşanma, velayet, evlat edinme, babalık, soy bağının reddi gibi davalarda arabulucuya gidilemez. Ancak boşanma konusunda gidilememekle birlikte boşanmanın mali sonuçlarıyla ilgili davalarda (Katkı payı, eşya davası ve tazminat davaları gibi) arabulucuya gidilebilir.

Arabuluculuk, çok çeşitli türlerdeki uyuşmazlıkların çözümünde rol oynar. Arabuluculuk yöntemiyle çözümü son derce kolay olan bazı uyuşmazlık türleri aşağıda örneklenmiştir:

Ticari uyuşmazlıklar:

 

Gerçek ve tüzel kişi tacirler ile her türlü ticari işletmelerin kendi aralarındaki veya üçüncü kişilerle aralarındaki uyuşmazlıklar arabuluculuğa son derece elverişlidir. Tarafların hak temelli çözümden ziyade menfaat temelli çözüm bularak yollarına devam etmelerini sağlayan arabuluculuk bu alanda taraflara çok farklı ve avantajlı çözümler sunabilmektedir.

Aile uyuşmazlıkları:

Mal rejiminin tasfiyesi, yoksulluk ve yardım nafakası gibi ailevi konularda arabuluculuk, tarafların duygusal olarak zorlandığı durumlarda daha az zarar veren bir alternatif olarak kullanılabilir. Şu kadar ki aile içi şiddet iddiasını içeren uyuşmazlıklar arabuluculuğa elverişli değildir. 

İş uyuşmazlıkları:

İşçi – işveren arasında yaşanan uyuşmazlıkların çok önemli bir bölümü arabuluculukla çözülebilmektedir. Hatta; İş Kanunu’na, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Bu alacak ve tazminatla ilgili itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davaları da dava şartı kapsamına dahildir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlıkların, iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanması halinde de taraflar uyuşmazlıklarını arabulucu önünde çözebilir, varsa bunlara ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerini de mahkemeye gitmeden tarafı bağlayacak bir şekilde nihayete erdirebilirler.  

Tüketici uyuşmazlıkları:

Tüketicilerin malların veya hizmetlerin kalitesi veya fiyatı gibi konularda yaşadıkları uyuşmazlıklar, arabuluculuk yoluyla çözülebilir. Burada ana kıstas, görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu uyuşmazlıklardır. Bu durumda taraflar dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorundadırlar. Ancak tarafların arabulucuya başvurmalarının zorunlu olmadığı durumlarda da taraflar arabulucuya giderek uyuşmazlıklarını çok daha kısa sürede ve çok daha az masrafla çözebilirler. Bu yaklaşım aynı zamanda tarafların prestijleri bakımından da önemli bir durumdur.

Konut uyuşmazlıkları:

Kiracı ve ev sahibi arasında yaşanan uyuşmazlıklar, arabuluculuk yöntemiyle çözülebilir. Özellikle son dönemde reel enflasyonun yüksek seyretmesi ve kira konusundaki düzenlemeler kiracı – kiralayan tarafları karşı karşıya getirmiştir. Bu durum sadece bu tarafların değil aynı zamanda toplumun da huzurunu olumsuz etkilemeye başlamıştır. Kiracı ve kiralayan arasında doğabilecek her türlü uyuşmazlık konusu (kira bedelinin artırılması veya sözleşmenin güncel koşullara uyarlanması, kiralanan taşınır veya taşınmazın teslimi veya tahliyesi, yine kiralanan taşınır veya taşınmaz maldaki zararın tazmini gibi hususların tamamı arabuluculuk süreçlerinde kolaylıkla çözüme kavuşturulabilmektedir.

Miras uyuşmazlıkları:

Miras dağıtımı sırasında yaşanan uyuşmazlıklar, arabuluculuk yöntemiyle çözülebilir. Taşınır ve taşınmazın malların paylaştırılması veya ortaklığın giderilmesi talepli uyuşmazlıklar arabuluculuğa son derece elverişli olup tarafların iyi niyetçi çabaları doğrultusunda tarafların çok önemli bir ekonomik maliyetten ve zaman kaybından kurtulmalarını sağlar.

Bu yazıyı sosyal medyada paylaş:

Arbsys Yazılar‎ı

Diğer Yazılar‎

Benzer Yazılar

error: Bu içerik korumalıdır

Bültenimize üye olun

Sitemizdeki en son yazıları, arabulucuk ile ilgili güncel tartışmaları, size yollayacağımız aylık bültenlerle takip edin.